ÖNEMLİ DUYURU KAMERALAR TEKRAR YAYINDA. İSTANBULDAKİ DERNEĞİMİZİN DESTEKLERİYLE KAMERALAR TEKRAR YAYINA BAŞLADI. UYGULAMA AYARLARINDAN (88.247.55.55 YERİNE 78.187.210.62 YAZILACAK.) BAŞKA HİÇBİR AYAR YAPILMAYACAK. Tekirdağ Kapaklı'da imarlı ifrazlı tek tapu 215 metre kare 227.000 tl maliyeti olan arsamızı aldık.Başta Gözpınar köyü dernek yönetim kurulu olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ederim. GÖZPINARIMIZA Hayırlı olsun..
Duyurular

Tokat Hava Durumu
Etkinlik Takvimi
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD  
EURO  
       
Özlü Sözler
Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez. (Montaigne)
Sponsorlarımız
Anket
KÖYÜMÜZÜN YENİ İNTERNET SİTESİ NASIL OLMUŞ?
 
Sitemizi Tavsiye Ediniz
Sitemizi arkadaşlarınıza tavsiye ederseniz memnun kalırız.
 
  
  İLİMİZ TOKAT HAKKINDA

                                                             İLİMİZ TOKAT

          Tokat, Karadeniz Bölgesinde Orta Karadeniz bölümünün iç kısımlarında yer alır. Kuzeyinde Samsun, kuzeydoğusunda Ordu, güneyinde Sivas, güneybatısında Yozgat, batısında: Amasya ili ile çevrilidir. İlin yüzölçümü: 9958 Km2 dır. Bu alanı ile Türkiye topraklarının % 1,3’ünü kaplar. Denizden yükseltisi 623 metredir. Coğrafi Koordinatları: 39 51' – 40 55' kuzey enlemleri ile 35 27'- 37 39' Doğu boylamları arasındadır.

        Tokat’ın merkez ilçesi güneyde yüksek kesim, orta kesim ve kuzeyde aşağı kesim olmak üzere üç bölüm halinde kümelenmiştir. Tokat, 1923 yılında il olmuş, Erbaa, Niksar, Reşadiye, Zile ilçeleri bağlanmış, 1943 yılında Taşova, 1944’te Artova ve Turhal, 1954 yılında Almus, 1987 yılında Pazar ve Yeşilyurt, 1990 yılında Sulusaray ve Başçiftlik ilçeleri kurulmuştur. Tokat’a bağlı Taşova ilçesi, 1953 yılında Amasya’ya bağlanmıştır. Merkez ilçe dâhil 12 ilçenin yanında 65 belde ve 609 köy mevcuttur. Merkeze bağlı 41 mahalle, 103 köy ve 9 belde bulunmaktadır.

         1927 yılında 262.622 olan nüfus, 2000 yılında yapılan nüfus sayımına göre 828.027 olup, bu nüfusun 113.100’ü merkez ilçede yaşamaktadır. Km2'ye düşen insan sayısı 83'tür. Yıllık nüfus artış hızı %14.73'tür.

         Dağlar, genellikle ırmakların açıldıkları yerlerde ova ve yaylalar, yaklaştıkları yerlerde ise Karadenize paralel uzanan sıradağlar şeklinde devam ederler. Doğuya doğru gidildikçe dağlar birbirlerine çok yaklaşırlar ve yükseklikleri de artar. Bu nedenle önemli geçitler daha çok plato düzlüklerinin bulundukları yerlerdedir.

         Tokat İli Akdağ ve Çamlıbel dağlarının oluşturduğu vadiler arasında yüksekliği 188 metre ile 2870 metre arasında değişen bir konumdadır. Kelkit-Tozanlı-Çekerek sularının havzaları; bu havzalar arasındaki yükseklikler, akarsuların oluşturduğu alüvyonlu düzlükler ve kuzeyden güneye doğru gittikçe yüksekliği artan sıra dağlar ilin önemli yer şekillerini oluşturur. Kelkit vadisinde ortalama yükseklik 300-350 metre, Tozanlı havzasında 500-550 metre ve Çekerek havzasında 900 metredir. Bu nedenle önemli geçitler daha çok plato düzlüklerinin bulundukları yerlerdedir.

          Dağlık alanlar İl topraklarının % 45 ni kaplar ve üç önemli sıra halinde uzanırlar. Kuzeyden güneye doğru birinci sırayı Canik dağları oluşturur. Bu dağlar fazla yüksek değildir. Bu sıradaki önemli doruklar; batıdan-doğuya doğru Killik tepesi (1526 m.), Gölağa tepesi (1502 m) Keltepe (1794 m), Somun tepesi ve Erdem baba tepesi (2181 m.) dir. İkinci sırayı oluşturan yükseltiler; Kelkit-Tozanlı havzalarını ayıran su bölümü çizgisini oluşturan dağlardır. Buradaki önemli doruklar; Mercimek tepesi (1203 m.), Poyrazlık tepesi (1535 m), Dikmen tepesi (1620 m.) , Topçam tepesi (1203 m.), İmamgazi tepesi (1779 m.) ve Dönekse dağı (1820 m.) dir. Üçüncü sıra Tozanlı vadisinin güneyinde uzanır. İlin en yüksek dağları bu yörededir. Buradaki önemli doruklar; Akdağ (1900 m.) Deveci dağı (1892 m.) Çamlıbel (1930 m.) Toraç dağı (2112 m.), Asmalıdağ (2116 m.) ve Dumanlı dağı (2374 m.) dir. İlimizin en yüksek doruğu Almus barajının güneyindeki Şehnekayası (2385 m.) dağıdır.Rakımı 188 m. den 2870 m. ye kadar değişen yükseklikler arasında yer alan dağlar; Mamu(1779 m.),Yaylacık(1620 m.),Deveci(1892 m.),Bugalı(1945m) Dumanlı (2200 m.),Çamlıbel (2020 m.)ve Akdağ (1900 m.)dır.

          Ovalar, il topraklarının yaklaşık %15.4 nü kaplar ve tarıma elverişlidir; Kazova, Tokat ile Turhal arasında, yer alan ve Yeşilırmağın suladığı 20.000 hektardan; Omala(Gözova), Gümenek regülatörü ile Omala köyü arasında kalan, 3200 hektar genişliğindeki sulak alandan; Turhal ovası, Yeşilırmağın geniş kıvrımlar yaparak Amasya istikametinde daraldığı, Dazya deresi önlerine kadar devam eden 4500 hektardan; Niksar, Kelkit ırmağının Fatlı kesiminde, Mansap istikametinde, talazan köprü boğazına kadar devam eden, 8000 hektardan; Erbaa, Kelkit ırmağının Tepekışla önünden başlayıp, Kale boğazına kadar devam eden 6500 hektardan; Artova, Günbalı köyü boğazından başlıyarak, Çekerek suyunun Çamlıbel bucağını takiben, Sulusaray önlerine kadar devam eden 15.000 hektardan; Zile Ovası ise 2000 hektarlık Maşat ovası, 2000 hektarlık Iğdır ovası ve Yeşilırmak'ın kolu Hotan deresinin iki yanında yer alan, 6000 hektarlık ovalarla birlikte toplam 10.000 hektardan oluşmaktadır. Bu ovalarda tahıl, şekerpancarı, tütün başta olmak üzere her çeşit meyve, sebze ve ayçiçeği yetiştirilmektedir. Akarsular, sulama kanalları ve göletlerle tamamı sulanan ovalar çok önemli üretim alanlarıdır. Bazı ovalardan (örneğin: Kazova) yılda iki kez ürün alınabilmektedir.

Tokat ilinde doğu-batı doğrultusunda üç önemli vadi uzanmaktadır. Birbirlerinden sıra dağlar ile ayrılan bu vadiler kuzeyden güneye doğru Kelkit Vadisi, Tozanlı Vadisi, Çekerek Vadisi'dir. Diğer bir vadi, ortasından Behzat deresinin geçtiği ve şehir merkezinin yer aldığı vadidir. Vadilerin yapısı yer yer boğaz vadiler şeklinde uzanır. Bazı yörelerde vadi tabanları geniş alanlar kaplayarak ova özelliği taşıyan geniş tabanlı vadiler şeklindedir.

Başlıca yaylaları, Tokat'ta, Topçam, Batmantaş, Muhat ve Dumanlı yaylaları, Reşadiye'de Seleman, Bozçalı ve Kızılcaören yaylaları ile Niksar'da Çamiçi yaylasıdır. İlin batısındaki dağlar arası akarsu vadileri ile parçalanmış plato düzlükleri görünümündedir.

Başlıca gölleri Zinav, Güllüköy ve Kazgölüdür. Zinav Gölü, Reşadiye ilçesinin Yolüstü (Meğedüm) köyüne 3 km. mesafede tatlı sulu bir göldür. Gölü besleyen bir dere vardır. Yüzeyi takribi 1,5. km2.dir. Mansap'tan boşalan ayakla Kelkit ırmağına ulaşır. Batak yerleri yoktur. Ortalama derinlik 10-15 m. arasında değişmektedir. Etrafı korunmaya alınmış ormandır. Kızılkanat denilen çok lezzetli balıkları vardır. Güllü köy Gölü, Reşadiye ilçesinin aynı isimle anılan köyündedir. Büyük bir göl olup, yüzeyi 16,5 km2.dir. Yan derelerden gelen sızıntı sular ve kış suları ile beslenir. Ortalama derinlik 7 m. dir. Suyu tatlıdır. Kazgölü, Pazar-Zile karayolu üzerinde, Uzümören kasabası yöresindedir. 7000 dönümlük bir alanı kaplar. Gölün geniş bir bolümü sazlarla kaplıdır. Bu sazlıklarda yabankazı, yaban ördeği ve birçok türde yaban kuşları barınmaktadır. Göl sularında lezzetli sazan balığı yaşamaktadır. Gölün Milli park haline dönüştürme çalışmaları sürdürülmektedir. Bunun dışında Almus Barajı Belpınar, Bozpınar, Bedirkale, Akbelen, Akınköy, Sulugöl, Koçaş, Aşagığüçlü, Ortaören, Boldacı, Üçyol, Kızık, Güzelbeyli, Büğet göl ve barajları bulunmaktadır. 2015 Yılında tamamlanan tepekışla barajını da unutmayalım.En büyük yapay göl olan Almus Baraj Gölü, Almus ilçesinin 3,5 Km. kuzey doğusunda Tozanlı çayının hafif bir dirsek çevirerek Omala (Gözova) ovası boğazına girdiği yerde zonlu toprak dolgu tipinde yapılmıştır. Şedde yüksekliği 95 metre. Tepe uzunluğu 350 metre, tepe genişliği 12 metre, gövde dolgusu 3.500.000 m3 tür. Baraj gölü 950.000.000. m3 hacimlidir. Göl yüzeyi 31,3 Km2 dir. Göl uzunluğu 22 Km. gölün en derin yeri 74 metredir. Kapaksız, yan kanalı dolu savak 1550 m3zsn su geçirebilir kapasitededir. Göl suyu hidroelektirik tesislere 519 met¬re uzunluğunda kuvvet tüneli ile girer ve üç adet dikey eksenli Francis türbünleri ile ayrıca sulama çıkışından ırmağın yatağına karışır. Hidro¬elektirik santralinde herbiri 13.000 KVA lık 3 jenaratör vardır. Baraj Arı İnşaat T.A.O.tarafından yapılmıştır. Yapım çalışmaları 23.07.1959 da başla¬mış ve baraj 5 EKİM 1966 tarihinde işletmeye açılmıştır. Baraj hidroelektrik enerjisi üretmek, tarım alanlarına sulama suyu sağlamak, sel taşkınlıklarını önlemek amacı ile yapılmıştır. Gölde yayın, sazan ve alabalık türü tatlı su balıkla¬rı vardır. Barajın etrafı ormanlarla kaplıdır ve göl kıyılarında birçok koylar bulunmaktadır. Bu özelliği ile Tokat ve çevresinin önemli piknik ve dinlenme yeridir. Tokat'a uzaklığı 36 Km. dir.

           Yeşilırmak, Karadeniz Bölgesine can veren en önemli akarsudur. Tokat ili topraklarını Yeşilırmak ve kolları sulamaktadır. Tozanlı Kolu, Köse dağının 2801 m. rakımlı batı versanlarından çıkar. Karacan ve Tekeli dağları arasındaki vadilerden geçerken, birçok yan dereleri alarak 365 km. de Almus Baraj gölüne gelir. Daha sonra Dönek ve Mamu dağları arasındaki 12 km. lik boğazdan geçerek Omala ovasına girer. Buradan Kazova'ya açılır. Gümenek regülatöründen Turhal'a kadar birçok yan dereleri alır. (Behzat deresi gibi.) Kazova'dan sonra Turhal ovasına girer. Burada Gülüt ve Hotan yan derelerini alır. Turhal ovasından sonra takriben 30 km. lik bir boğaza girer. Amasya ilinde Gendingen ovasında Çekerek kolu ile birleşir. Uzunluğu 468 km dir. Kelkit Kolu, Erzincan'ın Kuzeyinde Sipikör, pülür, Otlukbeli, Sarhan ve Balaban dağlarından doğan ufak derelerin, Kelkit kasabası civarında birleşmesi ile meydana gelir. Yusuf Bey köprüsü ile Tokat'a girer. Fatlı köprüsüne kadar dar bir vadide kuzeybatı doğrultusunda akarak, Niksar ovasına girer. Kuzeybatı doğrultusunda akmaya devam edip, Erbaa ovasını katederek bu ovanın kuzeyindeki kale boğazında, Kale köyü güneyinde Yeşilırmakla birleşir. Boğazdan Samsun İline geçer Uzunluğu 373 km. dir. Çekerek Kolu, Çamlıbel dağlarından doğan Kızık, Dinar, Çalı ve Kavak tepelerinden doğan Finize derelerinin Çamlıbel bucağı dolaylarında birleşmesi ile meydana gelir. Artova'da güneybatı doğrultusunda akar. Musaköy civarında güneyden gelen Karadere kolunu alır. Sulusaray'dan itibaren, dik yamaçlı dar bir boğaza girip, buralarda Gergümez, Gündelen ve Akdağmadeni dereleri ile birleşir. Yangı köyünden kuzeye dönüp, Çellokışla önünde İsa deresi ile birleşip, Kaleboğazı baraj yeri ve daha sonrada Kazankaya baraj yerine gelir. Buradan sonra vadisi genişler ve Geldigen ovasına açılır. Bekdemir köprüsü civarında Çorum'dan gelen Çat deresi ile birleşir. Amasya Kayabaşı mevkiinde, Yeşiilırmak ile birleşip Karadeniz'e ulaşır. Uzunluğu 276 km.dir.

Yeşilırmak dışında mevsimlik bir akarsu olan (özellikle ilkbalar mevsiminde karların erimesi ile bol su taşıyan) Keten deresi de Topçam dağlarının kuzeyinde doğu-batı doğrultusunda akan önemli bir akarsudur.

               DAĞLARI:

          Genellikle ırmakların açıldıkları yerlerde ova ve yaylalar, yaklaştıkları yerlerde ise Karedenize parelel uzanan sıradağlar şeklinde devam ederler. Doğuya doğru gidildikçe dağlar birbirlerine çok yaklaşırlar ve yükseklikleri de artar. Rakımı 188 m. den 2870 m. ye kadar değişen yükseklikler arasında yer alan dağlar;

Mamu(1779 m.),Yaylacık(1620 m.),Deveci(1892 m.),Bugalı(1945m) Dumanlı (2200 m.),Çamlıbel (2020 m.),Akdağ (1900 m.)

              OVALARI:

           Her türlü tarım yapılabilen bereketli ovalar, ilin dört bir yanına dağılmıştır.

KAZOVA: Tokat Turhal arasında, yer alan ve Yeşilırmağın suladığı ova 20.000 hektardır.

OMALA OVASI: Gümenek regülatörü ile Omala köyü arasında kalan, 3200 hektar genişliğindeki sulak alandır.

TURHAL OVASI: Turhal ve civarında, Yeşilırmağın geniş kıvrımlar yaparak Amasya istikametinde daraldığı, Dazya deresi önlerine kadar devam eder. 4500 hektar genişliğindedir.

NİKSAR OVASI: Kelkit ırmağının Fatlı kesiminde, Mansap istikametinde, talazan köprü boğazına kadar devam eder, 8000 hektar genişliğindedir.

ERBAA OVASI: Kelkit ırmağının Tepekışla önünden başlayıp, Kale boğazına kadar devam eder. 6500 hektar genişliğindedir.

ARTOVA OVASI: Günbalı köyü boğazından başlıyarak, Çekerek suyunun Çamlıbel bucağını takiben, Sulusaray önlerine kadar devam eden büyük bir ovadır. 15.000 hektar genişliğindedir.

ZİLE OVASI: 2000 hektarlık Maşat ovası, 2000 hektarlık Iğdır ovası ve Yeşilırmak'ın kolu Hotan deresinin iki yanında yer alan, 6000 hektarlık ovalarla birlikte toplam 10.000 hektardır.

Bu ovalarda tahıl, şekerpancarı, tütün başta olmak üzere her çeşit meyve, sebze ve ayçiçeği yetiştirilmektedir.

                YAYLALARI:

Tokat ilindeki yaylalar, Devlet orman sınırları içerisinde korumaya alınan alanlar içerisinde yer almaktadır.

Bunların başlıcaları, Tokat'ta, Topçam, Batmantaş, Muhat ve Dumanlı yaylaları, Reşadiye'de Seleman, Bozçalı ve Kızılcaören yaylaları ile Niksar'da Çamiçi yaylasıdır.

          BARAJ ve GÖLLERİ:

ZİNAV GÖLÜ: Reşadiye ilçesinin Yolüstü (Meğedüm) köyüne 3 km. mesafede tatlı sulu bir göldür. Gölü besleyen bir dere vardır. Yüzeyi takribi 1,5. km".dir. Mansap'tan boşalan ayakla Kelkit ırmağına ulaşır. Batak yerleri yoktur. Ortalama derinlik 10-15 m. arasında değişmektedir. Etrafı korunmaya alınmış ormandır. Kızılkanat denilen çok lezzetli balıkları vardır.

GÜLLÜKÖY GÖLÜ: Reşadiye ilçesinin aynı isimle anılan köyündedir. Büyük bir göl olup, yüzeyi 16,5 km".dir. Yan derelerden gelen sızıntı sular ve kış suları ile beslenir. Ortalama derinlik 7 m. dir. Suyu tatlıdır.

Bunun dışında Almus Barajı Belpınar, Bozpınar, Bedirkale, Akbelen, Akınköy, Sulugöl, Koçaş, Aşagığüçlü, Ortaören, Boldacı, Üçyol, Kızık, Güzelbeyli, Büğet göl ve barajları bulunmaktadır.

 

             AKARSULARI: Tokat ili topraklarını Yeşilırmak ve kolları sulamaktadır.

TOZANLI KOLU: Köse dağının 2801 m. rakımlı batı versanlarından çıkar. Karacan ve Tekeli dağları arasındaki vadilerden geçerken, birçok yan dereleri alarak 365 km. de Almus Baraj gölüne gelir. Daha sonra Dönek ve Mamu dağları arasındaki 12 km. lik boğazdan geçerek Omala ovasına girer. Buradan Kazova'ya açılır. Gümenek regülatöründen Turhal'a kadar birçok yan dereleri alır. (Behzat deresi gibi.) Kazova'dan sonra Turhal ovasına girer. Burada Gülüt ve Hotan yan derelerini alır. Turhal ovasından sonra takriben 30 km. lik bir boğaza girer. Amasya ilinde Gendingen ovasında Çekerek kolu ile birleşir. Uzunluğu 468 km. dir.

KELKİT KOLU: Erzincan'ın Kuzeyinde Sipikör, pülür, Otlukbeli, Sarhan ve Balaban dağlarından doğan ufak derelerin, Kelkit kasabası civarında birleşmesi ile meydana gelir. Yusuf Bey köprüsü ile Tokat'a girer. Fatlı köprüsüne kadar dar bir vadide kuzeybatı doğrultusunda akarak, Niksar ovasına girer. Kuzeybatı doğrultusunda akmaya devam edip, Erbaa ovasını katederek bu ovanın kuzeyindeki kale boğazında, Kale köyü güneyinde Yeşilırmakla birleşir. Boğazdan Samsun İline geçer Uzunluğu 373 km. dir.

ÇEKEREK KOLU: Çamlıbel dağlarından doğan Kızık, Dinar, Çalı ve Kavak tepelerinden doğan Finize derelerinin Çamlıbel bucağı dolaylarında birleşmesi ile meydana gelir. Artova'da güneybatı doğrultusunda akar. Musaköy civarında güneyden gelen Karadere kolunu alır. Sulusaray'dan itibaren, dik yamaçlı dar bir boğaza girip, buralarda Gergümez, Gündelen ve Akdağmadeni dereleri ile birleşir. Yangı köyünden kuzeye dönüp, Çellokışla önünde İsa deresi ile birleşip, Kaleboğazı baraj yeri ve daha sonrada Kazankaya baraj yerine gelir. Buradan sonra vadisi genişler ve Geldigen ovasına açılır. Bekdemir köprüsü civarında Çorum'dan gelen Çat deresi ile birleşir. Amasya Kayabaşı mevkiinde, Yeşiilırmak ile birleşip Karadeniz'e ulaşır. Uzunluğu 276 km.dir.

                     İKLİMİ:

Tokat'ın iklimi; Karadeniz iklimi ile iç Anadolu'daki step iklimi arasında bir geçiş iklimi özelliği taşır. Genel olarak yaz mevsimi alçak alanlarda sıcak-kurak, yüksek yerlerde serin yer yer yağışlı, kış mevsimi soğuk ve kar yağışlıdır. Tokat'ın iklim özelliğinde denize olan uzaklığın ve yüksekliğin etkisi önemlidir. Bu nedenle ikliminde kuzeyden güneye doğru (yükseltinin artması nedeniyle)önemli farklılıklar görülür. Güneye doğru kış mevsimi daha sert bir karakter gösterir.

Tokat Meteoroloji istasyonunda yapılan kayıtlar esas alındığında son 38 yıllık istatistiklere göre iklimle ilgili bazı özellikler şöyledir. En soğuk ay ortalama 1,8 C ile ocak, en sıcak ay ortalama 21,8 C ile temmuz ayı olmuştur. Ölçülen en sıcak gün 18 Temmuz 1962 yılında 40,0 C, en soğuk gün ise Ocak 1972 yılında -23,4 C olmuştur. Yıl içinde sıcaklığın 30 derecenin üstüne çıktığı günler 36 dır. 20 Cnin üstüne çıktığı günler ise 176'dır. Isının ortalama O C'nin altına düştüğü günler 60'dır. İlin yıllık ortalama sıcaklığı 12,8 C'dir. İlçelerin yıllık ortalama sıcaklığı ise şöyledir; Turhal 12,9 "C, Pazar 12,2 "C, Zile 11,5 "C, Artova 8,1 "C, Sulusaray 9,3 "C, Erbaa 14,1 "C, Niksar 14,2 "C ve Reşadiye 12,8 "C'dir.

Tokat merkezinin yıllık ortalama yağış tutarı 444,4 mm'dir. En fazla yağış 58,0 mm ile Mayıs, 53,7 mm ile nisan aylarında en az yağış ise 8,6 mm ile ağustos ayında görülür. Ortalama kar yağışlı günlerin sayısı 13 tür. Karın ortala¬ma yerde kalma süresi ise 21 gündür. İlçelerdeki yıllık yağış miktarı da şöyledir: Turhal 413,3 mm, Pazar 448,6 mm, Zile 450,7 mm, Artova 533,9 mm, Sulusaray 436,0 mm, Erbaa 585,3 mm, Niksar 508,7 mm ve Reşadiye 458,5 mm dir.

Rüzgâr Durumu: Değişik yönlerden esen rüzgârlar Tokat'ın iklimini ve tarım alanlarını etkilemesi bakımından önemlidir. Yaz aylarında en hâkim rüzgâr doğu-kuzeydoğu doğrultusunda esen poyrazdır. Sonba¬harın başlarında da etkili olur. Bu rüzgâr yazın estiğinde serin ve kurudur. Yine yaz mevsimin¬de zaman zaman kıbleden rüzgârlar eser. Samyeli denilen bu rüzgârların yöredeki diğer bir adı da kabayeldir. Estiği günlerde kavururcu sıcaklıklara neden olur. Kışın kuzey batıdan esen karayel, kuzeyden esen yıldız ve yine doğu-kuzeydoğu yönünden esen poyraz, havaların soğuk geçmesine ve kar yağışlarına neden olur. İlkbaharda ise batıdan esen rüzgârlar ve güney batıdan esen lodos havaların yumuşamasına ve bol yağışlara neden olur. Bu rüzgârlar zaman zaman yıldırım düşmelerine ve yöre tarımını olumsuz etkileyen dolu yağışlarına da neden olur.

              BİTKİ ÖRTÜSÜ:

Tokat ili topraklarının yaklaşık olarak %48,8'ı orman ve fundalıklarla %34,8' ekili - dikili alanlarla, %14,5 çayır ve meralarla kaplıdır. %1,9'u ise tarıma elverişsiz alanlardan oluşur. Tokat yurdumuzun sayılı orman bölgelerinden biridir. Kuzeyde ve güneyde il topraklarına giren dağların hemen hepsi ormanlıktır. Bölge ormanlarının genişliği iller içinde altıncı gelir.

Tokat'ta narenciye hariç diğer bütün bitki ve ağaçları görmek mümkündür. Erbaa ilçesinde Kozlu, Meydandüzü ve Osmanköy civarında yabani çay, Kale köyü civarıda Çatalan ormanları ile Reşadiye ilçesi Kazalapa yakınlarındaki orman serileri içeriside Lübnan sediri ve Erbaa Doğanyurt (Hayati) ve Niksar Kümbetli (Herkümbet) ve merkez arasında kalan alanlarda yabani zeytinlikler ve aynı zamanda bu dolaylarda nar ve incir doğal şekilde yetişmektedir. Ormanlar daha çok Almus, Reşadiye ve Niksar ilçeleri dolaylarındadır. Karaçam, sarıçam, köknar, gürgen ve sedir gibi ağaç türleri en yaygın olanlarıdır. Bu ağaç türlerinin içerisinde yer yer fındık, kızılcık, yabani erik, elma, ahlat, alıç, gibi türlere de rastlamak mümkündür. Ovalarda ve vadi tabanlarında ise söğüt ve kavak çoğunluktadır. İlin güney kesimlerinde (Artova ve Zile dolayları) ağaçlar çok seyrekleşir. Bu yörelerde hakim bitki örtüsü bozkırlar (step)dır. İlkbahar ve yaz başlarında yeşil olan bu bitki örtüsü yaz sonlarında sararır, bozkır görünümünü alır.

Dağların ve ormanların geniş yer tuttuğu ilde değişik türlerde yaban hayvanları da yaşamaktadır. Bunların başlıcaları, kurt, tilki, sansar, tavşan, sincap, vaşak, ayı ve domuzdur. Kuş türlerinin nesilleri ise giderek tükenmektedir. Bu türden önemli av hayvanları kınalı keklik, bıldırcın ve yaban ördeğidir. Balık türleri olarak akarsularda yer alan ve göletlerde yetiştirilen sazan, aynalı sazan ve yayın balığı önemlidir. Ayrıca Zınav gölünde kızılkanat adı ile tanınan lezzetli bir tatlı su balık türü yaşamaktadır.

 

 

               İLİMİZ TARİHİ VE KÜLTÜRÜ:

Bu havası hoş şehrin dört tarafında, bahçe ve bostanlar içinde sular akar. Bu bahçelerde bülbüllerin ötüşü, insan ruhuna sefa verir. Meyveleri lezzetli ve lâtif olup, her tarafa hediye olarak gönderilir. Her bağında birer köşk, havuz, fıskiye ve çeşitli meyveler bulunur. Halkı zevk ehlidir. Gariplerle dostturlar; kin tutmaz, hile bilmez, deryadil, haluk, selim ve halim insanlardır. Herkese iyi zanda bulunurlar. İyi geçinirler, hayırlı yapılar yaptırmaya hevesleri çoktur. Camii, saray, köşk ve imaretleri o kadar güzel ve metin olur ki, buralara girenler hayran olurlar. Şehir genişlik ve çok ucuzluk bir yer olup dünya yüzünde eşi yok gibidir. Yılın her zamanında halkının nimetleri boldur. Hacı Bektaş Veli'nin hayırlı ve bereketli duaları ile bu eski tarihi şehir, "ÂLİMLER KONAĞI, FAZILLAR YURDU ve ŞAİRLER YATAĞIDIR..." EVLİYA ÇELEBİ Seyahatname - (Cilt: 5 Saife: 69-70)

YÖREMİZ YERLEŞİMİNİN TARİHİ:

M.Ö. 4000 yıllarından başlayarak 14 devlet ve birçok beyliğin yaşadığı ve egemen olduğu Tokat; geniş ve sulak vadilerle bunlar arasındaki geçitlerden oluşan bereketli alanların orta yerinde bulunmaktadır.

Kalkotik ve ilk tunç çağlarından sonra Büyük Hitit Devletinin doğu federasyonlarına bağlı birçok kentin, Yeşilırmak'ın kolları Kelkit, Tozanlı ve Çekerek kolu vadileri boyunca kurulması ile başlayan, Pers ve Pontus döneminde doruğa ulaşan derebeylik dönemi, Tokat, Niksar, Zile ve Turhal'da en tipik ve güçlü şeklini almıştır.

İlimiz toprakları üzerinde kurulan Hitit ve Frig yerleşim alanları, M.Ö. 2500 - 4000 yılları arasında, yüksek düzeyde sanat ve kültür yaşamına ulaşmıştır. İç Anadolu yaylalarını aşamayan İon Kültürünün M.Ö. 6. yüzyıldan itibaren, Kolonileri ile birlikte, Karadeniz'den Polemonion ( Ünye) ve Amisos (Samsun ) yolu ile Komana ya ( Tokat ) gelmiş, güneydeki geleneksel "Kapadokya " ve doğudan gelen Pers kültürü ile kaynaşmıştır.

Daha sonra uzun bir dönem içerisinde Roma ve Bizans Egemenliği altına giren Tokat, Danişmend ve Selçuklu Türklerinin siyasi üstünlükleriyle birlikte Maveraünnehir'den gelen Türk İslâm kültürü ile tanışmıştır. 900 yıldan beri de Türk Egemenliği altındadır.

Selçuklular zamanında Anadolu'nun 6. büyük kenti olan Tokat, 12. yüzyılda Bizans ve Haçlı orduları, 1243 yılından itibaren de Moğol baskısı altında olmasına rağmen İlhanlı egemenliği sonuna kadar gelişmesini sürdürmüş, antik dönemlerde olduğu gibi ekonomi ve ticareti gelişmiş, doğu batı yönündeki büyük ticaret kervanlarının konakladığı hanlar, kervansaraylar ile düzenli yol ve köprüler inşa edilmiştir

Selçuklu Türklerinin Anadolu'da yarattığı, özü güzellik ve sabır olan bu uygarlığın kültür, sanat, mimarlık, bayındırlık eserleri ile Tokat'ta hemen yüz yüze gelinir. Moğolların yaptığı büyük tahribatın ardından 14. yüzyıl sonunda Osmanlı egemenliğine giren Tokat, yükselme döneminde bölgenin tarım ve sanayi merkezlerinden biri olmuştur.

Evliya Çelebi'nin uzun uzun anlattığı gibi "Tokat'ın bağ, bahçe ve ovaları Osmanlı Ordularının konaklama ve gıda ambarı olmuş, bakırcılık, ipekçilik, pamuklu dokuma ile çeşitli sanayi ve el sanatları gelişmiş, iş hanları ve çarşıları Bağdat, Bursa ve Halep'tekiler ile kıyaslanır olmuştur." ifadeleri bunun kanıtıdır.

17. yüzyılın bitimi ile beraber gerileyen imparatorluk döneminde, Tokat olumsuz etkilenmiş, gelişme ve canlılığını yitirmiştir. Osmanlı Devleti'nin gelişme devrinde önemini yitiren ve pek çok ekonomik sorunlarla karşılaşan Tokat, hiçbir gelişme gösterememiş, 1863'ten sonra Sivas'a bağlı bucak, 187S'de mutasarrıflık (sancak beyliği) 1920'de müstakil liva ve nihayet Cumhuriyetin ilanı ile beraber il olmuştur.

ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞINDA TOKAT'IN YERİ:

Ulusal Kurtuluş Savaşımızda Tokat'ın önemli bir yen vardır. 16 Mayıs 1919 da Samsun'a hareket eden Bandırma Vapuru'nda Atatürk'ün yanında bulunan 18 kişiden birisi. Tokat'ın yerli eşraflarından Karargâh komutanı Mustafa Vasfı Süsoy'dur.

Yeni bir Türkiye'nin tohumlarının atıldığı 26 Haziran 1919 günü, Amasya'dan Tokat'a hareket edildiğinde, Tokat girişinde Mustafa Kemal'i 20 kadar askeriyle bir binbaşı karşılar, Mustafa Kemal " Acaba bu binbaşı beni tevkif etmek için mi burada" düşünceleri içerisindeyken Binbaşının :" Paşam I Hoş geldiniz. Ben Askerlik Şubesi Reisi. 19 nefer, 1 çavuş ve 2 izinli ile emrındeyiz. " sözleri Mustafa Kemal'in kurtuluş aşkını, bir coşkuya dönüştürür.

       Düşman kuvvetlerinin Anadolu'yu işgalleri sırasında Tokat halkı da kurdukları örgütlerle bu işgale karşı tepkisini açıkça ortaya koymuştur. 15 MAYIS 1919'da Yunanlıların İzmir'i işgal etmeleri üzerine, Tokat ve ilçelerinde kurulan Redd-ı İlhak Cemıyetierl'nin girişimiyle 20 HAZİRAN 1919'da Niksar'da bir mitingi düzenlenir. Niksar halkı miting sonunda alınan kararları Rsdd-i İlhak Cemiyeti Başkanı Mahir Bey ımzastyia İtilaf Devletleri temsilcilerine ve A.B.D. Cumhurbaşkanı VVilson'a gönderir. Bu kararda " Biz Türk olan her vatan parçasının Türk kalmasını istiyoruz. Sız de buna söz verdiniz. Şimdi ise sözünüzde durmadığınızı görüyoruz. Anadolu'ya uzatılacak bir tecavüz, bizi öldürmek için atılacak bir adımdır, insaniyet ve adalet namına suikasttan vazgeçiniz.,, denmektedir.

Büyük Önder Atatürk 26 HAZİRAN 1919 dışında, ilimizi 5 defa daha ziyaret etmişlerdir.

             TOKAT'IN ESKİ İSİMLERİ:

KOMANA (ANTİK BİZANS)

EVDOKSİA, DOKİA (ANTİK BİZANS)

DOKAT (ARAP)

KÂH-CUN (İRAN)

DAR ÜN-NUSRET (SELÇUK)

SOBARU (MOĞOL)

DAR ÜN-NASR (YILDIRIM BEYAZIT, OSMANLI DEVLETİ)

TOKAT (OSMANLI VE CUMHURİYET DÖNEMİ) 

 

           TOKAT'IN NÜFUSU 

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS)

2009 Yılı Nüfus Sayımı Sonuçları

 

Tokat ilinin ilçelere göre il/ilçe merkezi ve belde/köy nüfusu - 2009 

                      İl/ilçe merkezleri Belde/köyler Toplam

Almus               4.408               23.838                28.246

Artova               3.131                7.089                10.220

Erbaa              58.845              38.716                97.561

Niksar             33.682               31.248               64.930

Reşadiye          9.027               36.409               45.436

Merkez         129.879               52.693             182.572

Turhal             64.090              23.143                87.233

Zile                  35.417             29.828                65.245

Pazar                4.986             10.172                15.158

Yeşilyurt            5.479               6.131                11.610

Başçiftlik           3.840                3.091                 6.931

Sulusaray         3.462                5.835                 9.297

Toplam         356.246            268.193             624.439

 

                                      TOKAT'IN İLÇELERİ 

 

             ALMUS

 

           Almus Orta Karadeniz bölgesinde  Tokat’a 36. Km uzaklıkta bulunan şirin bir ilçemizdir.

İlçenin yüzölçümü 250 Km2 olup nüfusu 6000 civarındadır. İlçeye bağlı toplam 35 köy ve 11 kasaba ile birlikte nüfusu 41984 dür.

İlçe  Karadeniz ve İç Anadolu’nun geçiş bölgesinde olduğu için ilçede hem karasal hem de Karadeniz iklim özellikleri görülür.

İlçe, Almus Baraj gölü ile mükemmel bir görüntüye ulaşmış, yeşil ve mavinin kaynaştığı cennetten bir köşe görünümünü kazanmıştır. Yemyeşil bir orman örtüsü ve insanı dinlendiren havası tertemiz su kaynakları, mis gibi kokan kır çiçekleri ve çam kokuları Almus’a önemli bir turizm potansiyeli kazandırmaktadır.

Almus Baraj gölünün su sporlarına uygun bir alan olması, barajda yapılabilecek olta balıkçılığı, başta Dumanlı Yaylalar zinciri ve Çatak Yaylası olmak üzere  yayla turizmi için ideal yapıya sahip olan   Almus doğal  bir turizm cennetidir.

 

            ARTOVA 

 

       Artova; Tokat İline bağlı bir bucak iken, Mart 1921 tarihinde Sulusaray mevkii İlçe Merkezi olmak üzere Mülki taksimatta yer almıştır. 1923 yılında meydana gelen depremden büyük zarar görünce, şu anda merkez ilçeye ağlı bucak olan Çamlıbel İlçe Merkezi yapılmış olup,01 Haziran 1944 tarihinde Artova İlçe Merkezi olmuştur

            Bazı tarihi kaynaklar Artova İlçesinin kuruluşunun Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran seferine dayandırmaktadırlar  Evliya Çelebi Seyahatnamesinde “..........Şimale doğru giderek Çamlıbel dağından,Sivas Eyaleti toprağında mahsulü çok,mamur ve müzeyyen kasaba misali köylerden geçtik. Arıkova (Artova) Kasabasına geldik. Oradan da yine şimale giderek Şeyh Nusrettin Tekkesine uğradık” kaydı bulunmaktadır.

        Artova İlçesi Tokat  İline 38 Km. mesafededir. Enlemi 36 derece 30 dakika, boylamı 05 dakikadır. Yüzölçümü ise 493 Km2 olup, deniz seviyesinden yüksekliği 1170 Metredir. İklimi zamanla Karadeniz iklimi karekteri gösterse de genellikle bir kara iklimi hâkimdir. İlçeye bağlı 27 köy genellikle düzenli bir biçimde belirli güzergâhlarda gruplaşmıştır. İlçenin kuzeyinde 4 köy, Zile  yolu istikametinde 11 köy, Güneydeki grup yolu üzerinde 7 köy, Yeşilyurt yolu istikametinde ise Kunduz ve Kunduzağılı köyleriyle, Çelikli beldesi bulunmaktadır. Buna ilaveten kunduz bağlantısı üzerinde 3 köy mevcuttur. Ulaşım imkânları yeterlidir. Araziler ve nüfusun yoğunluğu çekerek ırmağı vadisi ile Sivas-Samsun demir yolu üzerindedir. 

İlçemizin kuzeyinde 20 km. uzunluğunda bir kara yolu ile Sivas- Tokat kara yoluna, Güneyindeki karayoluyla da Yeşilyurt ve Sulusaray ilçesine ulaşılır. Köy Hizmetleri sorumluluğunda Zile- Artova arası 60 km uzunluğunda asfalt yolla kaplıdır. Ayrıca Aşağıgüçlü, Sağlıca köyü ve Çelikli Kasabasına ilçe merkezi asfalt yollarla bağlantısı vardır

Sosyal Durum: 

İlçemiz Nüfusunun çoğunluğu geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlamaktadır. İlçe halkının ekonomik düzeyinin zayıf olması sonucunda sosyal etkinliklerden mahrumdur. İlçe merkezinde 7 kahvehane, bir öğretmen evi 2 lokanta 1 pide salonu ve 1 çocuk parkı bulunmaktadır.

 

                  BAŞÇİFTLİK

           Başçiftlik İlçesi coğrafi konum olarak Kelkit Çayı bir eşkenar üçgenin tabanı kabul edilirse, Reşadiye-Niksar tabana bitişik köşeleri, Başçiftlik’te taban karşısındaki köşede yer alır. Diğer bir ifadeyle Başçiftlik, Kuzeyinde Ordu iline bağlı Aybastı ilçesi, doğusunda Reşadiye ilçesi, güneyinde Niksar İlçesiyle çevrilmiş olup, yaklaşık toplam 130 Km2’lik yüzölçümü olup,8217 Km.mülki sınıra sahiptir. Yaklaşık olarak 37 derece,17 dakika doğu meridyenleri  ile 40 derece,28 dakika kuzey enlemleri arasında yer alır. Başçiftlik Canik dağları üzerindeki havzanın batı kısmında yer alır. Bu havza doğuya gidildikçe genişler. Yörede İskevsür ovası olarak adlandırılan bu havzada yaklaşık 15’e yakın köy ve kasaba yer alır. 

          İlçemiz 2  Kasaba ve 8 köyden oluşmaktadır. İlçe Merkezinde 3 Mahalle bulunmaktadır. İlimiz Reşadiye İlçesine bağlı iken 31.12.1998 tarih ve 98/50413 sayılı karar ile Başçiftlik İlçe merkezine bağlanan Hatipli Kasabası 3 Mahalleden oluşmaktadır. İlçemizin 9 köyünden biri olan Karacaören Köyü 31 Aralık 1998 tarih ve 23570 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İçişleri Bakanlığı’nın 30 Aralık 1998 tarih ve 98/50354 sayılı kararı ile Belediye Teşkilatı kurulmuş ve 18 Nisan 1999 tarihinde yapılan Mahalli İdareler Genel Seçimleri ile de Belediye Teşkilatı fiilen görevine başlamıştır.  

 

              Eğitim ve Kültür Tarihi: İlçemiz merkezinde ilkokul 1927 yılında açılmış olup,1939 yılına kadar 3 yıllık olarak devam etmiştir. 1939 yılından  sonra 5 yıllık ilkokul haline dönüşmüştür.

 

          İlçe merkezinde 1967-1968 öğretim yılında ortaokul açılmış,1980-1981 yılında da Ortaokulu bünyesine alan lise açılmıştır.

 

          Ekonomik Hayatın Tarihi Gelişimi: İlçemiz ekonomisi  % 30 nispetin de halıcılığa %70 nispetinde çiftçilik ve hayvancılığa dayanmaktadır.   İlçemizdeki halıcılığın hızı 1990 Körfez krizinden sonra   gerilemiştir. İlçemizde daha önceki yıllarda ekonomi % 75 halıcılığa dayalı iken bugün %30 seviyelerine gerilemiş, buna paralel olarak ta İlçemiz ekonomisi zayıflamıştır.    Halıcılıkla ilgili olarak  1985 yılından itibaren 5 tane “Halı Festivali” düzenlenmiştir.

 

                ERBAA 

 

            Erbaa Kelkit ve Tozanlı çaylarının birleşerek   Yeşilırmağın oluştuğu yer  olarak  bilinen bereketli topraklar üzerinde kurulmuştur.

Bu günkü Erbaa’nın tarihte ilçe olarak yer alması yüzyıllık bir geçmişe dayanmaktadır. Bu hali ile yeni bir yerleşim birimi sayılabilir, Buna karşılık, ilçenin doğusundaki İmbat deresi ve Horoztepenin bulunduğu Yeşilırmak havzasının tarihi Hitit’lere dayanmaktadır.

Konumu itibariyle  Karadeniz ve İç Anadolu bölgeleri arasında bir geçiş alanıdır. İlçe merkezinin  deniz seviyesinden yüksekliği 118 metredir. 32 Km uzunluğu ve 10 Km  genişliği ile Erbaa ovası bölgenin en verimli ovaları arasında yer alır.

Erbaa, üzerinde geçmiş medeniyetlerin kalıntıları, yaylaları ile büyük bir potansiyele sahip olmasına  rağmen turizm  hareketliliği yönünden gelişmemiştir. Horoztepe ören yeri  Kale köyünde bulunan Boğazkesen kalesi, yer köprü  en önemli tarihi yerleridir. Ayrıca Fidi köyünde bulunan  Silahtar Ömer Paşa Camii ahşap mimarinin  en önemli örneklerinden biri sayılır.

 

                        NİKSAR

 

 Kısa Tarihçesi

            Niksar, Kelkit Irmağı ile Canik Dağları’nın kucaklaştığı, Karadeniz sahilleri ile Orta Anadolu bozkırlarının buluştuğu yerde, Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayan yol üzerinde bulunduğu için tarih boyunca hem ekonomik, hem de siyasi olarak önemli bir mevkii olmuştur.

Bu özellikleri ile hem stratejik bir bölge, hem de insanların çok hoşuna giden bir iklim ve verimli topraklar Niksar’ı cazibe merkezi haline getirmiştir. İşte bu cazibe de koskoca bir tarihin hiç ara vermeden bu şehirde yaşanmasına sebep olmuştur.

              Niksar eski çağlarda Pontus adını taşıyan bölgenin içinde yer alıyordu. Yerleşme izlerine M.Ö. III. yy.da rastlanmaktadır. Bugünkü NİKSAR’ın yerinde bulunan ve adı bilinen en eski kent Hellenistik Kaberia’dır. Pontus kralı MİTHRİDATES VI’nın M.Ö.7l. Yılında Roma Orduları Komutanı l. LUCULLUS’la yaptığı savaştaki yenilgisiyle bütün PONTUS ülkesiyle birlikte ROMA İMPARATORLUĞU’nun emrine girdi. M.S.l4-37 yıllarında Roma imparatorluğu TİBERİUS zamanında, kentin isminin NEOKAİZERİA (NEOKAİSERİA) olarak değiştirildiğini görüyoruz. Hıristiyanlığın yayılış dönemlerinde NEOKAİSERİA önemli bir merkez olmuştur. M.S.344-499 yıllarında meydana gelen iki büyük depremle kent tamamen yıkılmıştır.

                XI. yy.ın sonuna kadar Bizans İmparatorluğuna bağlı kalan şehir bu tarihten sonra MELİK DANİŞMEND GAZİ tarafından DANİŞMENDLİLER BEYLİĞİ’ne katılmış ve bu Beyliğe bir süre Başkentlik yaparak NİKSAR adını almıştır.

XII. yy.da 2.Kılıçarslan Bizans İmparatorunu yenerek, son Danişmend Beyini de zehirleterek NİKSAR’ı SELÇUKLU topraklarına kattı. L397 yılına kadar SELÇUKLU egemenliğinde kalan NİKSAR bu tarihten sonra YILDIRIM BEYAZIT zamanında OSMANLI idaresine girmiştir.

Coğrafi Durumu : 

                Niksar İlçesi, Orta Karadeniz bölümünün iç kesiminde yer alan Tokat İli’nin 11 ilçesinden biridir. Tokat İl merkezine 60 Km. mesafede yer alan Niksar İlçesinin güney doğusunda Reşadiye, kuzey batısında Erbaa, güneyinde Almus, güney batısında Tokat, kuzeyinde Ordu Vilayeti sınırları bulunmaktadır.

                Canik dağlarının kelkit vadisine inen eteklerinde kurulan ve Yeşilırmağın en büyük kolu olan Kelkit çayı Vadisi boyunca doğu-batı doğrultusunda uzanan Niksar; İç Anadolu’yu (Erzincan-Reşadiye-Niksar-Erbaa-Amasya yoluyla) batıya bağlayan yol kavşakları üzerinde bulunmaktadır. 

Denizden yüksekliği 370 m. olup, coğrafi yerleşimi 40-35’ enlem, 36-58’ boylam arasındadır. Yüzölçümü 955 Km2 dir. Yüzölçümü bakımından Tokat’ın 5. Büyük ilçesi olan Niksar’ın topraklarını Kelkit çayı ve bu çayın irili ufaklı kolları sular. Kelkit çayının uzunluğu 373 Km. olup, ilçenin tarım arazilerinin sulanmasında büyük kolaylık sağlar.

               Her türlü tarıma elverişli bir iklim yapısına sahip olan Niksar, Karadeniz iklimi ve İç Anadolu iklimi arasında geçiş sağlayan bir özelliğe sahiptir. Kışlar yağışlı ve ılık, yazları ise sıcak geçer. Yağışlar daha çok ilkbahar ve kış aylarında görülür. Niksar suyu bol ve arazisi verimli bir ilçe konumundadır.

İdari Yapı:

            Niksar Sosyo-Ekonomik özelliğinden dolayı 1840 yılında Sivas Vilayetinin Tokat Sancağına bağlı bir ilçe merkezi durumuna getirilmiş olup, 1861 yılında resmen Kaymakamlık kimliğini kazanmıştır. İki bucağı (Çamiçi-Gökçeli) ve biri merkez olmak üzere 9 adet Belediyesi 88 adet köyü bulunmaktadır.

         EKONOMİK DURUM:

           Niksar ekonomisi geniş ölçüde tarıma dayalıdır. Ekonomisinin temelini de tarım ve orman ürünlerine dayalı sanayi kuruluşları teşkil etmektedir. Kelkit Çayı’nın sulamış olduğu Niksar Ovası tamamen sulu tarıma ayrılmış, iklim koşullarının elverişli olması durumunda turunçgiller dışında her türlü tarım ve sanayi ürünleri yetiştirilmektedir. Tarım ürünlerinin başında tahıllardan buğday, arpa, mısır ve baklagiller(nohut, mercimek ve beyaz fasulye) gelmektedir. Sanayi ürünlerinden ise; şeker pancarı, tütün, mahlep, patates ve salçalık domates üretimi yapılmaktadır. Niksar ekonomisinde ceviz ve mahlebin önemli bir yeri bulunmaktadır.

           Yöreye özel bir ürün olan mahlep işlenerek tamamı yurtdışına pazarlanmakta ve ekonomiye katkı sağlamaktadır. Niksar ekonomisine şeker pancarı ve tütününde önemli miktarda katkıları bulunmaktadır.

Son birkaç yıldır yemeklik patates, salçalık domates ve soğan üretimi de büyük ekonomik girdiler sağlamaktadır. Niksar’ın konumu, komşu bölge pazarlarının boş oluşu, ürünlerinin pazarlanmasını kolaylaştırmış, gelirlerde büyük artış olmuştur.

             Niksar’da kurulmuş ve faaliyette bulunan belli başlı sanayi kuruluşlarını  şöyle sıralayabiliriz. Bunların hemen hemen tamamı özel sektöre ait kuruluşlardır.

             İlçede;2 un fabrikası, 2 salça fabrikası, 2 kereste fabrikası, 1 modern kireç fabrikası, 2 tuğla fabrikası, 2 kolonya imalathanesi, 2 naylon bidon fabrikası, 1 otoklav tipi lastik ayakkabı fabrikası, 1 naylon branda ve poşet fabrikası, 2 membaa suyu dolum tesisi, 1 avize imalatı atölyesi, 2 akü imalat atölyesi gibi sanayi kuruluşları bulunmaktadır.

             Bu sanayi kuruluşlarında üretimi yapılan malların çoğunluğu iç pazarda tüketilmesine rağmen bir kısmı da ihraç edilebilmektedir.

              Niksar ekonomisinde küçük ve büyük baş hayvan besiciliğinin de büyük yeri vardır. Besi yapılan büyük ve küçükbaş hayvanlar yurtiçi pazarlarında satılmakta olup, ekonomiye girdi sağlamaktadır. Yöredeki hayvan pazarının merkezi konumunda olduğundan bu sektör senenin her mevsiminde canlılığını korumaktadır.

             Niksar Küçük sanayi sitesi 1975 yılında kurulmuştur. Gürçeşme kasabası yakınlarında bulunan Organize Sanayi bölgesinde altyapı inşaatına 18.04.2005 tarihinde başlanmış olup, çalışmalar halen devam etmektedir.

                      PAZAR 

 

             Pazar Bucağı kuruluşu Selçuklular zamanında Gıyasettin Keyhüsrev tarafından kurulduğu söyleniyorsa da (H.339-M.951) kesin olarak bilinmemektedir. Yunanlı tarihçi Strobon’un yazdığına göre Kazova eski adı DAZİMONTİS, Pazar’ın adı KAZAABAD olarak geçermiş.

                Pazar uzun süre Romalıların elinde kalmış, Roma Devleti ikiye ayrılınca 1067 tarihinde Pazar Bizanslıların eline geçmiştir. Daha sonra Melik Ahmet Gazi Danişment tarafından zapt edilen belde, 1126 yılında Ahmet Gazinin vefatından sonra oğlu Mehmet Gazinin hükümranlığında kalıp, 1142 yılı onun vefatı ile kardeşi Nizamettin Yağbasan’ın elinde kalan Pazar, Selçuklu Sultanı 2. Kılıçarslan ile yapılan savaş sonucu Pazar Bizans İmparatoru Manuel’in idaresine geçiyorsa da uzun sürmeden Selçukluların eline geri geçip, bundan sonra da sık sık el değiştiren Pazar 1285 yılında Selçuklu Pervane Beyin bu bölge emirliği altına alınmasıyla bir süre sakin kalan Pazar, Moğolların istilasına uğrayıp yıkılıp, yakılıp ve yağmalanıyor. 1256 yılında İlhanlıların, 1335 yılında Eretnaoğullarının, 1381 yılında Kadı Burhanettin’ in eline geçen belde isyan ederek emirlerinin birleşip Osman oğullarına bağlılık isteyip Yıldırım Beyazıt’a müracaat ederek 1392 yılında Osmanlı İmparatorluğunun hükümranlığına girmiş ve Amasya Beyliğine bağlanmıştır. 1473 yılında Uzun Hasan yağmalarına sahne olmuştur.

             Pazar’ın adı KAZAABAT sonra KAZOVA, Ayan Pazarı (Aynalı Pazar) ve Cumhuriyet döneminde PAZAR olarak günümüze kadar gelmiştir. 3000 yıllık bir maziye sahip olan beldemiz 1860 yılında Bucak Merkezi olmuştur. Kesin tarihi hakkında bilgi sahibi olmamakla birlikte Evliye Çelebi Seyahatnamesinde 5. Cilt 57 ve 58. sahifelerinde şöyle demektedir. “Hicri 1061 yılında Kazova toprağında Tokat’a yakın 150 akçalık bir kazadır. Buraya Cumapazarı derler, Kadısı, Sipahi kethüdayeri, Yeniçeri Serdarı, Şehir Subaşısı vardır. Camisi, mamur bir hanı, çarşısı ve pazarı vardır. Haftada etraftan buraya nice bin adam gelip, alım satım ve Pazar eyledikleri için adına Aynapazar derler.”

             Bucağımız 19.06.1987 gün ve 3392 sayılı Kanunla 04.07.1987 tarihinden itibaren İlçe Merkezi olmuş ve 01.08.1988 tarihinden itibaren faaliyete geçmiştir.

               Tokat-Turhal karayolundan 5 km içeride ve Tokat’tan 25 km. uzaklıktadır. İlçenin  yüzölçümü 276 km2 olup,  623 m rakımındadır. İlçenin kuzeyinde Turhal İlçesi, Güneyinde Artova İlçesi, Batısında Turhal ve Zile İlçeleri, Doğusunda ise Tokat ili yer almaktadır. İlçenin güneyinde Artova İlçesiyle sınırı dağlık bir bölgedir. Kuzeyi ise Yeşilırmak ve Kazova ile çevrilidir. İlçe köylerinin 6 âdeti dağlık,  kıraç ve ormanlık arazide, 9 âdeti ise ovadadır. İlçede mevcut ormanlık alanın toplamı tahminen 70 hektardır. Açıklık alan ise tahminen 100 hektardır.106 hektar kültür arazisi bulunmaktadır.

               İlçede (2) kasaba, (15) köy bulunmaktadır. İlçe Merkezinden başka (2) kasaba Belediye teşkilatı kuruluşu mevcut olup, halen faaliyetlerini sürdürmektedir. İlçe merkezi  (6) Mahalleden ibarettir.

 

              İlçe turizm yönünden geri kalmış bir yöredir. Ballıca Mağarasının tanıtımı, Kazgölünün kuş cennetine çevrilmesi ve Çağlayanın mesire yeri haline gelmesi ile bu gere kalmışlığını yenebilecek bir durumdadır. Ballıca Mağarası İlçe merkezine 8 km. uzaklıktadır. Ulaşımı asfalt yol sağlamaktadır. Yaklaşık 680 metre boyunda ve 95 metre yüksekliğindedir. Dünyada ki tüm mağaralarda bulunan bütün oluşum çeşitleri Ballıca Mağarasında mevcuttur. Bu oluşumla da Soğan sarkıtlar sadece Ballıca mağarasında bulunmaktadır. 1995 yılında turizme açılan mağarayı yurtdışından ve yurtiçinden binlerce turist ziyaret etmektedir. Mağaranın yaşının 3,7 milyon yıl olduğu bilim adamlarınca ifade edilmektedir. Pazar-Tokat yolu üzerinde bulunan Anadolu Selçuklu eserlerinin en güzellerinden Mahberi Hatun Kervansarayının restoresi tamamlanmak üzeredir.

1237 Yılında Selçuklular zamanında yaptırılan Mahberi Hatun Kervansarayı, Taşköprü, 1336 yılında İlhanlılar zamanında yaptırılan Cuma Camii, Osmanlılar zamanında yaptırılan Hacı Sinan Camii, Pazar Hamamı, Erkilet Hamamı, halen yıkık bir vaziyette bulunan Beyobası Hamamı, Ballıca Mağarası, Kazgölü, Ocaklı Şelalesi, Fırat Mesire yeri görülmeye değer turistik yerlerdir.

           İlçenin ekonomisi tarıma dayalıdır. Nüfusun % 95’i tarımla uğraşmakta olup, üretimin büyük bir kısmını tarla ve bağ-bahçe tarımı teşkil etmektedir. Sanayi gelişmemiştir. İlçemizde tarım ürünlerini işleyen 1 adet atıl halde Salça fabrikası, 2 adet Un fabrikası 2 adet de yem fabrikası bulunmaktadır. Tarım İşletmeleri genelde aile işletmesi şeklindedir. Tarımın yanında hayvancılık ve arıcılık da İlçe ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır. 

                İlçede üreticinin sütünü değerlendirmek amacıyla Kaymakamlık Köylere Hizmet Götürme Birliği tarafından kurulan Süt Toplama ve Soğutma Merkezince alınan sütler soğutularak pazarlaması yapılmaktadır. Böylelikle İlçeye aylık ortalama 70.000 YTL. girdi sağlanmaktadır. İlçe hayvancılık yönünden 2,155 adet saf kültür ırkı süt sığırı ile İl bazında önemli bir yer tutmaktadır.

                 İlçe merkezi kara yolu olarak doğudan batıya bir asfalt yol üzerindedir. Tokat, Turhal ve Zile İlçelerine bu asfalt  yolla bağlıdır.

             İlçemizin civar İl ve İlçelere olan uzaklıkları şöyledir.

             Pazar-Tokat                        : 25 km.

             Pazar-Turhal                       : 29 km.

             Pazar-Zile                            : 35 km.

             Pazar-Artova                       : 37 km.

             İlçeye bağlı köy yollarının 13’ü asfalttır.

             İlçe merkezinde bir PTT Merkez Müdürlüğü mevcut olup, bütün köy ve kasabalarda çok aboneli otomatik telefon vardır. İlçe şehirlerarası ve milletler arası otomatik görüşmeye açıktır. İlçe merkezi ve köylerde elektrik mevcuttur.

 

               REŞADİYE 

 

              Reşadiye, Orta Karadeniz bölgesinde bulunmaktadır. Tokat’a 90 Km. mesafededir. İlçe nüfusu 9256 olup ilçeye 14 kasaba ve 81 köy bağlıdır.

             Reşadiye  yer  şekilleri bakımından kırık, eğimi fazla dağlık ve platolarla kaplı bir bölgedir. Ortalama yükseklik 1500 metrenin  üzerindedir. Bu özelliği ilçeye yayla turizminde önemli bir ayrıcalık kazandırmaktadır. Özellikle Selemen Yaylasının tarihi  özelliği de bulunmaktadır. El değmemiş  doğal güzellikler, Zinav gölü, Kurt gölü  gibi mesire yerleri  yüzyıllardır süre gelen anane, gelenek ve görenekleri, el sanatları, yaşam biçimi ilçenin çok zengin bir turizm potansiyelini oluşturmaktadır. Ayrıca ilçede bulunan Reşadiye Kaplıcaları da iç turizm açısından ilçeye büyük bir hareket kazandırmaktadır.

 

                 SULUSARAY

 

             İl merkezine 68 Km.  uzaklıkta olan Sulusaray ilçesi Tokat’ın en eski yerleşim yerlerinden biridir. İlçe nüfusu 5158 olup  ilçeye 2 kasaba  ve 12 köy bağlıdır. Burada bulunan antik yerleşim yerinin adı Sebestapolis idi. Sebastapolis Yunanca bir kelime olup büyük şehir anlamına gelmektedir. Sulusaray’ın  MÖ. 3000 yılında eski Tunç MÖ 2000 yılında  Hitit, MÖ 1000 yılında Frigler zamanında  iskân edilmiş olduğu kazılarda ortaya çıkan pişmiş toprak eserlerle tespit edilmiş olup çıkan bu eserler  Tokat müzesinde sergilenmektedir. Ayrıca antik kentte yapılan sondaj çalışmalarında  antik kentin  sur duvarları bir kilise kalıntısı, bir hamam ve ayrıca  tabanı mozaiklerle kaplı  sağlık merkezinin  varlığı  tespit edilmiştir.

             Günümüzde  Sulusaray bir açık alan müzesi görünümündedir. Halen höyük üzerinde bulunan ilçenin kaldırılarak başka bir yere nakledilmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde sağlıklı bir araştırma yapılacak ve binlerce yıl öncesinin medeniyeti tüm çıplaklığı ile ortaya çıkacaktır.

               Sulusaray ilçesinde bulunan kaplıca tesisleri  iç turizm açısından ilçede önemli bir hareketlilik sağlamaktadır.

 

                     TURHAL

 

            Turhal Orta Karadeniz bölgesinde yer alır. İlçe Yüzölçümü 911 Km2, ilçeye bağlı 7 Kasaba ve 47 Köy bulunmaktadır.

İlçenin etrafı dağlarla çevrilidir. Şehrin ortasında Turhal kalesi yer almaktadır. Kalenin üzerinde  eski bir şatodan kalma 2 burç ve birde yer altı geçidi bulunmaktadır. İlçe ekonomisinde tarım ve hayvancılığın yanında sanayiinin de  önemli bir yeri vardır.  Turhal Şeker Fabrikası ve makine fabrikasının yanında özel sektöre ait  birçok fabrika  ilçede istihdamı  sağlamaktadır.

             İlçede Turhal kalesinin yanında Kesik baş camii, Ulu camii, Kova camii, Ahi Yusuf Baba, Şeyh Şehabettin, Nurullah Efendi türbeleri bulunmaktadır. G.O. P. Üniversitesine bağlı  meslek yüksekokulları ilçede eğitime  önemli ölçüde katkı sağlamaktadır.

                     YEŞİLYURT

              İlçemizin temelini  “Musaköy” oluşturmaktadır.  13 hane tarafından kurulan  İlçemiz; 1864 Kafkas göçmenleri, 1877 - 1878 Osmanlı Rus harbi nedeni ile Kars-Erzurum, Bayburt ve Artvin yöresinden gelen göçmenlerin iskânları ile hane sayısının 80’e ulaşmış, 15.02.1932 tarihinde Sivas Samsun TCDD Yollarının faaliyete geçmesi, istasyon binasının yapımı ile yük indirme bindirme merkezi olması, çevrede yapılaşmanın başlaması ile nüfus hızla artmıştır.

             İlçemizin 1972 yılında Belediye olması, 1982 yılında Kasabamızın  ismini  Yeşilyurt   olması,  1984 -1986 yılları arasında  Afgan göçmenleri  için yapılan  konutların bitirilmesi ve bu konutlara yerleştirilen  114 hane  (500 kişi)  Türkmen  göçmenleri ile  nüfusun  hızla  yükselişi  Kasabamız   siyasilerini   harekete  geçirerek  gayretli  çalışmaları  neticesi, Yeşilyurt 4  Temmuz 1987 tarihinde resmen İlçe olmuştur.

              İlçemizin coğrafi konumu tarihi merkezlere olan yakınlığı, tarihi ve ören yerlerinin varlığı Roma, Danişment gibi uygarlığa sahne olduğunu göstermektedir.

              İlçemiz,  İlimizin  56  Km  güney  batısı   Orta  Karadeniz  Bölgesinde yer  almakla  beraber, İç Anadolu Bölgesine çok yakın bulunduğundan,  Karadeniz  iklimi ile karasal iklim arası  geçiş iklimi görülür. Yazlar sıcak  kışlar  ise  Karadeniz  bölgesine  göre  soğuk  geçer. En  sıcak  aylar  yaz aylarıdır. Ortalama sıcaklık 17 derece ile 19 derece arasında değişmektedir. Kış  mevsiminde  ise  sıcaklık ortalaması 0 derecenin altına düşer. İlçemizin  Rakımı  1050 m. olup, 4 derece  04 dakika  kuzey enlemi ile 36  derece 26 dakika doğu  boylamları arasındadır. Bitki örtüsü yaz aylarında görülen kuraklık  ile yükseklik karakterize eder. Alüvyal topraklar tabii bitki türlerinin hepsine uygundur. Ormanlık alanlar meşe, sarıçam ve çınar gibi bitkilerdir.

                  En önemli akarsuyumuz Yeşil Irmağın bir kolu olan çekerek ırmağı olup, Çamlıbel dağlarından doğmaktadır. Yatağının  düzensiz  olması  nedeni ile  kış ve  bahar aylarında taşkınlar yaparak çevrede bulunan arazilere önemli ölçüde zarar vermektedir. Sulu tarım bu bölge çevresinde yapılmaktadır. Sürekli akış gösteren bir diğer akarsuyumuz da Özdere’dir.  Güneyden ’den kuzeye doğru akarak Çekerek Irmağına karışmaktadır. İlçemizden büyük illere iş sebebiyle göçler olmakta, İlçe nüfusunun bir bölümü de Avrupa ülkelerinde işçi olarak çalışmaktadır.

             1987 Yılına kadar Artova İlçesine bağlı kasaba iken, 04.07.1987 gün ve 19507 Sayılı Resmi Gazetede   yayınlanan 3392 Sayılı Kanunla İlçe olmuş ve 12.08.1988 de İlk  Kaymakamı göreve başlamıştır. Biri merkez olmak üzere 3 Belediyesi, 14 Köyü ve 1 mezrası bulunmaktadır. Kasaba ve Köylerimiz İlçemizin Doğu, Batı, Güney ve Kuzey bölgelerinde yer almakta olup,  İlçeye uzaklıkları yaklaşık  5  ile 15  Km. arasındadır.

           Belediyeler, Yeşilyurt Merkez (1987), Çıkrık(1991), Kuşçu(1991) yıllarında kurulmuştur. Toplam 10 mahalleden müteşekkildirler.

            İlçemiz ve köylerinde yurt dışına giden vatandaşlarımızın büyük bir çoğunluğunun biri-kimlerini ilçe merkezinde konut yapımında değerlendirmeleri sonucu, şu an itibariyle yapılı konut sayısı ilçe ihtiyacından daha fazla durumdadır.

              İş ve  çalışma  hayatının  çoğunluğunu memurlar  oluşturmakta, ayrıca küçük  çapta  ticaretle uğraşan  esnaf  bulunmaktadır. Bunun yanı sıra bölgenin hayvan yetiştirmeciliğine elverişli olması  nedeniyle çok sayıda kişi besicilikle uğraşmaktadır.

           Halkımızın boş zamanlarını geçirebilecekleri herhangi bir mesire yeri veya sosyal tesis bulunmamakta, İlçe merkezindeki kütüphaneye çoğunlukla ilk ve orta dereceli okulların öğrencileri gitmektedir.

               İlçe Merkezinde 5 adet ilköğretim okulu, Damlalı ve Kavunluk köylerimizin haricinde diğer köylerimizde ise birinci kademe ilköğretim okulumuz vardır. Ayrıca Ekinli köyümüzde, Kuşçu ve Çıkrık Kasabalarımızda ikinci kademe ilköğretim okullarımız mevcuttur. İkinci kademesi bulunmayan ilköğretim okullarımızdaki, ikinci kademe öğrencilerimiz ile Karadere, Karagözgöllüalan, Sekücek, Sivri ve Karaoluk köylerimizin okulları öğrenci azlığı nedeniyle kapatılarak öğrencilerin tamamı 2001-2002 eğitim-öğretim yılında eğitim-öğretime başlayan İMKB-YİBO’ya yerleştirilmiştir. İlçemizde bir ortaöğretim kurumu olup, şu an Çok Programlı Lise olarak eğitim-öğretime devam etmektedir.           

             Ayrıca eğitim birimleri olarak İlçe Halk Eğitim Merkezi ve Öğretmen evi bulunmaktadır. Folklör faaliyeti ile ilgili çalışmalar Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü imkânları ölçüsünde sürdürülmektedir.

            Ekonomik hayatın tarihi; ilçemizin coğrafi yapısının tarımsal ve hayvansal üretime uygun olması dolayısıyla, bu yönde gelişme göstermiştir. Karasal iklimin hâkim olduğu ilçede sulu tarım alanlarında yöre halkı tarafından buğday, arpa, şeker pancarı, patates, yonca, fiğ, silajlık mısır ile baklagiller yetiştirilmektedir. Tarım faaliyetlerinde büyük ölçüde makinelerden yararlanılmaktadır. Nispeten yüksek rakımlı köylerimizde ise hayvancılık, büyük baş besi hayvancılığı ve süt inekçiliği önemli tarımsal uğraşılar arasında sayılır. Ayrıca arıcılık aile işletmeciliği şeklinde yapılmaktadır.

               Bunun dışında küçük çapta ticaretle uğraşan yaklaşık 452 civarında esnaf bulunmakta olup, büyük çapta üretim yapan sanayi kuruluşumuz yoktur. İlçede Ziraat Bankası Şubesi mevcuttur.

 

                      ZİLE

 

             Tokat il merkezine 67 Km. uzaklıkta olup Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biridir. İlçe nüfusu 40.000 civarında olup ilçeye 5 kasaba ve ll0 köy bağlıdır.

            Ünlü  Coğrafyacı ve tarihçi Strabon; Bu Şehrin  Minova melikesi  Semiramis tarafından M.Ö. 1600 yıllarında  kurulduğunu  belirtir.

              Hitit, Frig, Pers, Pontus, Roma ve Bizans kültürlerinin yaşadığı Zile’de  bugün   Hititlere, Friglere, Perslilere, Roma ve Bizanslılara, İlhanlı Danişmend, selçuklu ve Osmanlılara ait tarihi eserleri  görmek  mümkündür. Bu eserler içerisinde Zile  kalesi, kalenin doğu yönündeki kayaların oyulmasıyla  yapılan ve Roma döneminden kaldığı anlaşılan  Tiyatro, kalenin Kuzey Doğu tarafında bulunan  Kaya mezarı, çay pınarı, İmam melikiddin  türbesi, Şeyh Musa Fakih türbesi, Ulu Camii, Elbaşoğlu Camii, Çifte  hamam, Yeni Hamam, Maşat Höyük, Hisar Kale, Anzavur Mağaraları, Hacı Boz Köprüsü, koç taşı ve Kuru çaydaki manastır harabeleri görülmeye gezilmeye  değer tarihi eserler arasındadır. Roma İmparatoru J. Sezar  Zile’de  yaptığı tarihi savaştan sonra başarısını  ünlü “ Veni, Vidi, Vici” (Geldim, Gördüm, Yendim.) şeklindeki kısa  mesajını Dünya’ya buradan duyurmuştur. Bu sözünü ifade eden  yazıldığı taş halen Zile Kalesinde bulunmaktadır.

              İlçe ekonomisi  tarım ve hayvancılığa  dayanmaktadır. Son yıllarda ilçe sanayiinde  de gelişmeler görülmektedir. Hububat ambarı olan Zile pekmezi ve leblebisi ile ün salmıştır.

            Eski Türk gelenek ve görenekleri Zile ve köylerinde  yoğun ölçüde sürdürülmektedir. 

 

                  
Üye Giriş Paneli
E-posta:    
Şifre:       
Şifremi unutum
Site Yönetimin Mesajı
Namaz Vakitleri
Köşe Yazıları
Son Ziyaretçi Yorumları
Emine Dal Kılıç
Site çok güzel olmuş ancak köyü canlı izleyemiyoruz

zeynel aybak
sa hocam site güzel tüm bayramlaşma videplarını benmi bulamıyorum yokmu

Ömer AYGÜN
HOCAM YENİ SİTENİZ HAYIRLI OLSUN İNŞALLAH HAYIRLARA VESİLE OLUR SELAMLAR


Tüm ziyaretçi yorumları için tıklayınız.
Günlük Gazeteler
Sponsorlarımız